15 Şubat 2007

Cevizli sütlaç



Arkadaş tariflerine devam. Uzun süre önce sütlaç yapmak için pirinç unu almıştım, sonunda yaptım ve nihayet yazabiliyorum. Hatice'nin tarifini denedim ve çok memnun kaldım. Üzerine öğütülmüş ceviz ve tarçın karışımından serptim.

Taze fasulye salatası



Bu salatanın birkaç yerde farklı tariflerini okudum. Fasulyeyi sevdiğim için hemen denedim. Burada taze fasulye haşlanmış ve boyuna dilimlenmiş olarak satılıyor; o yüzden benim için hem nefis, hem pratik bir salata oldu. Bir konserve fasulyeyi salata tabağına alıyor ve çok az tuzluyorsunuz. Üzerine sarımsaklı yoğurdu döküyorsunuz. Birkaç kaşık zeytinyağında kırmızı pul biberi kızdırıp en üste de bunu gezdiriyorsunuz. Afiyet olsun!

13 Şubat 2007

Elmalı kurabiye



Bu kurabiyeyi bir sabah kahvaltıya gelecek misafirlerim için yaptım. İlk kez yaptığım için tedirgindim ama beni mahçup etmedi. Bunu benim Türkçe öğrencilerimi ziyarete geleceği zaman Hülya yapmıştı. Tabii çoğu kahvaltı yapmamış öğrenciler hapur hupur götürdüler hepsini:) Nefis olmuştu. Elma yemeyi sevmeyen bana elmalı kurabiyeyi sevdirdiğin ve bu harika tarifi repertuarıma kattığın için tekrar teşekkürler arkadaşım.

Malzemeler:
250 gram margarin
1 çay bardağı yoğurt
1 çay bardağı pudra şekeri
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
aldığı kadar un


İç malzemesi:
3 adet rendelenmiş elma
3 yemek kaşığı toz şeker
1 su bardağı dövülmüş ceviz
1 yemek kaşığı tarçın


Yapılışı:
1. Malzemeler karıştırılıp yumuşak bir hamur yapılır. Hamur 3 eşit parçaya ayrılır. Her bir parça merdaneyle 5mm kalınlığında açılır ve 8 üçgene kesilir. (Hamur ne ince ne kalın olacak.)
2. İç malzemesi bir tavaya konularak pişirilir, en son tarçın eklenir. (Benim iç malzemesi biraz arttı. İki elmadan yapsaydım yeterdi sanırım.)
3. Hazırlanan iç, üçgenlerin kalın tarafına konularak sigara böreği gibi sarılır. Tepsiye dizilir, 170C derecede üzeri hafif pempeleşinceye kadar pişirilir. Fırından çıktıktan sonra kurabiyelerin üzerine pudra şekeri serpilir.

Afiyet olsun!

10 Şubat 2007

Tavuk-Pilav-Patates



Bu şekilde tavuğu ilk hayat'ın sayfasında görmüş ve hemen denemek istemiştim. Sevgili kızı matilda yapmış ve uyduruk olduğunu düşündüğünden:) tarifini vermeye gerek görmemiş. İsteyince sağolsun hemen verdi. Fırında tavuğa harika bir alternatif ve çok daha lezzetli oluyor. Tarife yorumlardan ulaşabilirsiniz. Tavuk başta kendi yağıyla teflonda kızartılıyor. Sonra soğanlı sarımsaklı sos hazırlanıp üzerine dökülüyor ve biraz daha pişiriliyor. Ben sosu yaparken domates yanında, domates ezmesi de kullandığımdan su eklememe gerek kalmadı. Öylece tavanın ağzı kapalı çok güzel piştiler. Bu tarif aslında yapılış süresi olarak olmasa da kolaylık derecesi bakımından benim şipşaklar kategorisine girebilir:) Tekrar teşekkürler matilda.



Yanına pilav ve patates yaptım. Aşağıdaki patatesleri değişik zamanlarda yapmıştım. Üçü fırında, biri kızartma. Fırında yaparken istediğim şekilde doğruyor, zeytinyağı, tuz, kekik ve kırmızı pul biberle harmanlayıp kızgın fırına veriyorum. Afiyet olsun.

3 Şubat 2007

Mim olayı:)

Güzel arkadaşım umran sağolsun beni düşünmüş ve mimlemiş:) Kendimi anlatmak zor olacağı için aşağıdaki şekilde aklıma gelen şeyleri sıralamaya karar verdim. Bu site bir anlamda benim günlüğüm de olduğu için ileride aklıma yeni şeyler gelirse onları da bu başlık altında eklemeyi düşünüyorum.

Hayatta en zevk aldığım şeyler: Hediye almak, vermek, paketlemek; hiçbir şey satın almayacak olsam da giyinip kuşanıp çarşı-vitrin gezmesine çıkmak; arkadaşlarımla dışarıda veya içeride buluşmak, çay eşliğinde sohbet etmek; dergi karıştırmak; mektup yazmak, kart atmak; İstanbul’da kitapçıları gezip kitap almak; yeğenlerimle konuşmak, onları bakkala götürmek:); çocuk sevmek; hayır işlerinde bulunmak; mutfakta yeni şeyler denemek; Türkçe öğretmek; sevdiklerime kahvaltı hazırlamak, beraber yemek; sabahları annemin veya ablamların beni uyandırması; konferans dinlemek; şiir okumak; kadın meseleleri; arada tek başıma kimseyi tanımadığım bir kafeye gitmek; etrafı seyretmek; espiri yapmak; sevildiğimi bilmek, öğrenmek; kış günleri battaniyeye sarılıp televizyon karşısında mayışmak; çiçeklerimden birinin açtığını görmek; bir yere davet edilmek; yaptığım işin takdir edildiğini duymak; kendimle ilgilenmek; soba üzerinde ekmek kızartmak, köy peyniri eşliğinde çayla yemek; üç kız kardeş muhabbet etmek, birilerini çekiştirmek:), planlar yapmak; spor salonuna gitmek, egzersiz yapmak; erkek kardeşimle şakalaşmak, maceralarını dinlemek; annemin “afferim benim kızım” demesi:); dil öğrenmek; seyahat etmek; şımarmak; Türkiye’ye gitmek; kar manzaralı pullu kartlar; Trabzon dağlarının kokusu, manzarası; evimin ve mutfağımın tertemiz, düpdüzenli olduğu zamanlar; Amerikan country müziği; kıyafet beğenmek; sanatla uğraşmak; tercüme yapmak; anlayışlı ve zeki insanlarla karşılaşmak; Halley (mmmm); dans etmek....vs vs.

Hoşlanmadığım şeyler: Lavaboların tıkanması; dudağımın uçuklaması; çoraplarımın ıslanması; gözlük takmak; telefonda konuşmak; kibirli, ikiyüzlü, çıkarcı, kıskanç, ve hoşgörüsüz insanlar (kim sever ki böylelerini?); düşüncesiz konuşmalar; özür dilemekte zorlanmam (aşmaya çalışıyorum); bir şey dikte edilmek; bazen bencil olduğumun farkına varmak; çocukluktan kurtulamamam; sinirime hakim olamamak; lünaparklardaki her şeyden, yüksekten, en ufak tıkırtıdan korkan bir ödlek olmam:); çok uyumak; çok uyuyamamak:); yapıştıracağım lafın sonradan aklıma gelmesi:); çamurlu yollar; yapacağım işleri aciliyet sırasıyla değil, istek sırasıyla yapmaktan kendimi alamamak; istediğim, alıştığım şeyleri Amerika’da bulamamak; Türkiye’de devlet daireleri; Amerikan dış politikası; iş ahlaksızlığı; bazı insanlara gereğinden fazla saygı göstermem, değer vermem; bir şeyimi kaybetmek; ödev yetiştirmek zorunda olmak ve buna rağmen hep son ana bırakmak; üşümek, boş vakit geçirmek, çorbanın taşması, mutfakta elimi yakmak....vs vs.


Ben de hülya, esma, ebru, beyhan, ferhan, arife, ve serap'ı mimliyorum:)