27 Aralık 2006

Çayın yanına..



Sevgili Esma benden bu böreğin tarifini yazmamı istemişti. Geçen haftaki davet için yapmıştım. Sofranın resmini ve Esma'nın ödüllü incirli kekinin tarifini afiyetle'de görebilirsiniz. Bu arada kek ve tatlı uzmanımız Esma'ya tekrar siten tekrar hayırlı olsun diyelim. Aramıza biri daha katıldı:) Sofradaki Hülya'nın brokoli ve mısır ekmekli salatası ve Ahıska ketelerinin de adını anmadan geçmeyelim. Nefistiler. Gelelim benim tariflere.
Kıymalı börek fillo dough'dan yapılıyor. Önce kıymayı soğan ve karabiberle iyice kavurup pişiriyorsunuz ve ılımaya bırakıyorsunuz. Fillo dough paketinden iki rulo yufka çıkacak. Bunlardan birini açıp seriyorsunuz ve üç eşit kata ayırıyorsunuz. Yani bir ruloda mesela 15 yufka varsa, bir böreği 5 yufkadan sarıyorsunuz. Katları yumurta ve yoğurlu karışımla sıvıyorsunuz (Benim kıymada pek yağ olmadığı için sonradan keşke sürdüğüm karışıma biraz yağ da katsaydım dedim.) Kıymayı koyup sarıyorsunuz. Böylece altı adet uzun böreğiniz oluyor. Kalan karışımı da üzerlerine sürüp fırınlıyorsunuz.




Piştikten sonra üçe kesip servis yapıyorsunuz. Çıtır çıtır, yağsız bir börek oluyor. Afiyet olsun.

Yoğurtlu püre:




Zeytinyağı, limon suyu, tuz ve karabiberle patates püresini hazırlıyorsunuz. Sonra elinizle çukur şekli veriyorsunuz. İçine yoğurt, sour cream (süzme yoğurt gibi) ve biraz mayonez karışımını koyup dereotuyla süslüyorsunuz.

Siyah fasulye (black beans) salatası:



Bu salatayı ilk Esma yapmıştı bize. Tarifi sitesine yazınca ondan alabilirsiniz. Yazarsın değil mi Esma? :) Acayip lezzetli oluyor. Ben farklı olarak sadece rafadan yumurta ekledim.

Bir de çikolatalı-portakallı kek tarifi var:




Vanilyali keki pişiriyoruz, bardakla yuvarlaklar halinde kesiyoruz. Arasına krem şanti ve zarları alınmış portakal dilimleri koyuyoruz. Üzerine de çikolata sosu ve servise yakın krem şanti koyuyoruz. İçine pasta kreması da konabilir. Bunu aslında dikdörtgen borcamda yapıp kare kare kesmeyi planlıyordum ama unuttum. O şeklini yapınca siteye koyarım.

15 Aralık 2006

3,5 yaş telefon muhabbeti:)

(Zehra’yla konuşmamız biterken)
- Teyzesi şimdi telefonu nineye ver bakiim?
- Önce kardeşime vericem. (ikiz kardeşi)
- ?!. Tamam peki:)
(Şeyma cırtlak sesiyle:) :
- Sen Ahmet’i görmeye gelicek misiiiin? (Ahmet, birkaç haftaya doğacak kardeşleri.)
- Gelemiicem, ben okula gidiyorum:(
- Sen niye okula gidiyosun, sen küçük müsün? (geçen yaz niye’li sorularla beni çılgına çevirmişlerdi:) )
- Hayır ben büyüğüm, büyükler de okula gider.
- O okul çok mu büyük?
- Evet tatlım çok büyük:)
Yemek yediniz mi Şeyma?
- Yedik.
- Ne yediniz?
- Ama sen göremezsin ki, orası çok uzak.
- Olsun, sen söylersen ben bilirim. Ne yediniz?
- Kuru fasulye.
Bi de çay.
- :)
- Sen ne zaman geliceksin?
- Okul bitince uçağa atlicam gelicem.
- Tamam, bana balon getir.
Zehra’ya da getir!
- :)

13 Aralık 2006

Mantarlı karnıyarık


Karnıyarık, siteye eklediğim ilk yemek. Ancak o zaman tarifini vermemişim. Herkes biliyordur zaten, kısaca geçeyim: Soğan, biber, mantar ve kıyma kavrulur. Salça, domates, maydanoz, tuz ve kırmızı biber eklenir, şöyle bir karıştırılıp soğumaya bırakılır. Patlıcanlar alacalı soyulup yağda hafif kızartılır ve kağıt havluda ılımaya bırakılır. Daha sonra tepsiye yerleştirilir, ortalarından kesilir, biraz tuzlanır ve kıymalı mantarlı içten bolca karınlarına yerleştirilir:) Üzerleri biberle süslenir. Tepsiye kaynamış salçalı su dökülür ve birkaç sarımsak atılır. Resim tam bu aşamada çekildi. Ben mantarı kıymayla aynı miktarda veya daha fazla koydum. O kadar lezzetli oldu ki.. Yanına hep cacık ve pilav yaparım. Burada patlıcan da kıymetli :) çünkü bu Akdeniz patlıcanlarından Ermeni marketten alabiliyoruz sadece ve orada da her zaman bulunmuyor. Ermeni teyzeyle amcamız sağolsun bu tür çoğu ihtiyacımızı onlardan karşılıyoruz. Türk salatalıkları, bisküviler, salçalar, turşular.. ve hoş bir aksanla harika Türkçe konuşuyorlar:)

11 Aralık 2006

foto: Uğurhan Betin

Sivas'ta Yoksul Çocuklar

Sivas'ta Ulu Camii avlusunda çocuklar
Yalvaran gözlerle etrafa baka baka
Açıyorlar küçük esmer avuçlarını:
-Emmilerim sadaka! Emmilerim sadaka!

Hükümet konağının yanında biri
Bir kemik kalmış bir deri...
'Boya cila yimbeş, boya cila yimbeş' diye ağlıyor
Ve daha fırça bile tutamıyor elleri.

Garipler Pazarı'nda körpe çocuklar
Yorgunluktan güzelim yüzleri al al...
Öldüren bir çığlık dudaklarında:
-Boş hamal! boş hamal! boş hamal!

Nane satan su satan yetim çocuklar
Şarkı söyleyemediler güneşe aya...
Biliyorum ne masal dinlemeye doydular
Ne oyun oynamaya...

Bezirci'de,Yüceyurt'ta Altıntabak'ta...
Çocuklar var incecik yüzleri nurdan
Ama toz toprak içinde elleri ayakları
Oyuncakları çamurdan...

Ve günahkar çocuklar, suçlu çocuklar
Mahkeme salonunda bakarım dizi dizi
Bu suç bizim suçumuz,bu günah bizim
Affedin bizi.

Gökteki yıldızlar kadar sayısız
Ah yurdumun kimsesiz ve yoksul çocukları
Anladım farkınız yok koparılmış başaktan!
Alın bu gözleri benden, alın bu yüreği artık
Utanıyorum yaşamaktan.


Yavuz Bülent Bakiler

foto: Ahmet Deniz Taylan

Yardımlara katılmak için: Fişek , Velim olur musun?

9 Aralık 2006

Mantarlı ıspanaklı kiş

Tarifin aslı Selin'den. Ben fazladan mantar ve beyaz peynir ekledim ve yumurta sayısını azalttım. Bir de kişin hamuruna kepek unu kattım. Bugünlerde çok popüler olduğu için denedim. Biraz vakit alsa da çok doyurucu bir yemekmiş. Denildiği gibi istediğiniz sebzeyi içine katarak pişirebilirsiniz. İki kişiye fazla geldi benim yaptığım, o yüzden bir kısmını buzluğa kaldırdım. Sekiz kişilik kahvaltı sofralarına ideal bence.



7 Aralık 2006

Günlerden bir gün..

Bu haftaki kızlar toplantısının resimlerini ben çektim. Hülya her hafta "bak yine mi getirmedin makineni" diye sitem edip bu hafta üzerine bir de hatırlatma e-maili atınca e hadi dedim, bu haftanın sofrası da kalimeero'nun arşivine girsin, biraz sayfamız şenlensin:) Hepsi birbirinde leziz bu tariflerle Hülya'nın şirin evine konuk olduk bugün. Yedik içtik, binbir konuda muhabbet ettik, dertleştik. Çoğumuz kilometreler katedip geliyor bu toplantılara çünkü gurbet elde arkadaşın ne demek olduğunu hepimiz biliyoruz. Tekrardan ellerinize, dillerinize, ayaklarınıza sağlık. Harika bir gündü. Sayfamı da yine Hülya'dan ilhamla değiştirdim. Bakalım belki eski haline geri döner, belki böyle kalır. Yeşile bayağı alışmıştım. Bir ara kenar rengini açmaya çalıştım ama sevdiğim bir ton bulamayınca bırakmıştım.

Fındıklı kapkek


Kısır


Yoğurtlu pişi


Nohutlu salata


Kakaolu pamuk kek


Havuçlu revani

3 Aralık 2006

Patlıcan pane


Bostan patlıcanlarını ince dilimlere kesiyoruz, tuzlu suda biraz bekletiyoruz. Diğer tarafta maydonoz, beyaz peynir ve kırmızı biberi karıştırıyoruz. İki patlıcan dilimini bu karışımla birbirine yapıştırıyoruz. Bu çifti önce una, sonra yumurta sarısına, sonra da galeta ununa buluyoruz ve kızgın yağda patlıcanlar pişene kadar kızartıyoruz. Peynirinizin tuzuna göre paneler pişerken tuz serpebilirsiniz.